Philippe Kahn'a güzelleme

Genç meslekdaşlarım bugün Zuckerberg'i, şişirilmiş Steve Jobs'ı, bulundukları yerleri bir yere kadar hak ederek gelmiş Google kurucuları Brin ve Page'i ve Bill Gates'i bilirler.
Fakat, pek azı, hiçbir yatırım sermayesi almadan Borland'i sıfırdan 500 milyon dolar ciroya taşıyan Philippe Kahn adını bilir.
14 yaşımda idim ve Turbo Pascal Compiler'ı ile tanıştım.
O zamanlar, dosya boyutu 64KBytes'dan küçük programlar .com büyükleri ise, .exe uzantısı alırdı. Ve Turbo Pascal'ın ilk versiyonları .com uzantılı idi! Düşünün: 64K'dan az bir boyutlu program, bir derleyici, hata bulucu ve editörü ile komple bir IDE sunuyordu! Herkesin, interpreted(yorumlanan) BASIC dili kullandığı o günlerde, Turbo Pascal adeta sihir gibiydi. Microsoft'un reklam bütçesinden bile az bir toplam bütçe ile, Microsoft'un asla ama asla başaramadıklarını başardı.
Borland, benim gözümde, gelmiş geçmiş en saygın yazılım şirketi oldu.
Bugün hala, özellikle, "Plaza Programcısı" tabir ettiğim, uygulama yazılımcılarının hayatını kolaylaştıran tüm tekniklerin altında, bir şekilde Borland imzası yatar. Turbo Pascal'ın grafik ekranlardaki devamı olan Delphi, hala efsane gibi dilden dile dolaşır.
O kadar ki, Bill Gates'in hayatını anlatan Hard Drive kitabında, dişiyle tırnağıyla Borland'ı sıfırdan yaratan Philippe'in, Bill Gates'i sinir krizlerine soktuğu, toplantılarda "Philippe yapıyor ama!" diye adeta tepindiği anlatılır :)
Dahası, sanıyorum, resmi web sitesinde avukat fıkraları diye özel bir bölüm açıp hala hatrımda kalan harika fıkralar öğrenmemize vesile olan tek yazılım şirketi de Borland'dir! Birini hala hatırlarım:
Garip inançlara sahip zengin bir adam, ölüm döşeğinde, doktoru, avukatı ve rahibini çağırır. Hepsine de ayrı ayrı bir miktar para vererek, inancı gereği ölümünden sonra bu paraları mezarına bırakmalarını tembihler! 
Bir gün adam ölür. Cenaze merasiminden sonra, bir limuzinin içinde doktor avukat ve rahip başbaşa kalır.
Ikına sıkına baklayı ağzından ilk çıkartan rahip olur: "Merhum çok iyi insandı. Kiliseye de devamlı bağışta bulunurdu. Bana ölümünden önce bir milyon dolar verdi ve ölümünden sonra mezarına koymamı istedi. Kilisenin de tamirata ihtiyacı vardı. Paranın üçte birini tamirata ayırdım, gerisini de altına çevirip mezara koydum. Anlayışla karşılayacağından eminim!"
Ardından doktor başlar anlatmaya: "Merhum çok iyi insandı. Hastaneye de devamlı bağışta bulunurdu. Bana ölümünden önce bir milyon dolar verdi ve ölümünden sonra  mezarına koymamı istedi. Bizim Ameliyathane'nin de modernizasyona ihtiyacı vardı. Paranın yarısını bu modernizasyona ayırdım, yarısını da altına çevirip mezara koydum. Anlayışla karşılayacağından eminim!"
Bunları duyan avukat, öfkeden kıpkırmızı alır sazı eline: "Siz ne aşağılık insanlarsınız. O adam sizlere en yakınları olarak güvendi. İnancını size emanet etti. Siz ise ne yaptınız? Küçük çıkarlarınız için O'na ihanet ettiniz. Mesleklerinizin yüz karalarısınız! "
Avukat konuştukça rahip ve doktor utançtan yerin dibine girerler! Neredeyse, hakaretleri duymamak için kulaklarını kapatacaklardır ki, avukat son noktayı koyar:
"Ben oraya kuruşu kuruşuna bir milyon dolarlık şahsi çekimi bıraktım!"
Adamcağız, ne çok çekmiş kendi avukatlarından! Anlamamak mümkün mü? Dünya çapında şirketinin web sitesine özel bir "avukat fıkraları" bölümü koyacak kadar!
Bir avukatlarından, ve elbette, "profesyonel yatırımcılardan". Sermayesiz, sıfırdan, binlerce çalışanlı bir global şirket haline getirdiği Borland'i bir noktada, meslek dışından yatırımcılara açmak zorunda kaldı ve elbette Yönetim Kurulu bu yatırımcılardan oluştu sanıyorum.
Nedendir, bir türlü anlamadım, bir gün Borland Yönetim Kurulu, Philippe'i istifaya zorladı. O gün Borland'in bittiği, Philippe'in de, adının artık etrafta hemen hiç duyulmamaya başladığı gündür.
Neden bilinmez, bir sabah bunlar aklıma geldi.
Tuttum, Philippe'in profilini LinkedIn'de arattım. O güzel günleri de hatırlatan kısa bir not ekleyerek bağlantılarıma eklemeyi önerdim. Kabul etmiş sağolsun. Benim için büyük bir onur.
Profiline baktım ki. Philippe hiç de durduğu yerde durmamış. Borland'dan sonra, sessizce, tüm hayatımızı etkilemeye devam etmiş. Örneğin, ilk kameralı telefonu o yapmış. Wireless teknolojisinde büyük katkıları var. Giyilebilir bilgisayarların fikir babalarından biri. Liste uzayıp gidiyor! Sonra, zamanla, sosyal medya üzerinden uzaktan da olsa bir dostluk oluştu aramızda. Bu da ayrı bir onur.
Genç meslektaşlarım, meslekdaşım olmayan diğer genç kardeşlerim:
Dünyada, medya önünde "başarılı" diye ön plana çıkartılan kim varsa şüphe duyun!
Asıl cevherler, öyle kolay erişilebilen, bilinebilen yerlerde olmuyor.
Kendinize örnek alacağınız insanlar, aynen hava gibi, su gibidir. Sizlere sıradan gelirler, hiç bahsetme ihtiyacı bile duymazsınız. Ancak yokluklarında ne kadar hayati olduklarını anlarsınız.
Bugün, nedendir bilmem, sayende, "eski güzel günleri" hatırladım. Bir bilişim profesyoneli olarak, hayatımıza kattığın tüm kolaylıklar için teşekkür ederim Philippe. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Visual proofs of Hohha Dynamic XOR Encryption Algorithm