Clausewitz, "Savaşlar diplomasinin devamıdır" demişti.

Doğru ama eksik ve eski.
Modern savaşlar, "Tabiat kanunlarını hiçe sayan insan hırsına ket vurabilmek için kaçınılmaz gereklilikler" malesef.
Aşırı tüketen ve aşırı üreyen insana engel olabilecek tek mahluk, yine insanın kendisi olunca, savaş kaçınılmaz oluyor.
Öğrenciliğimde Malthus'u ilk okuduğumda kabullenememiş, kızmış idim.
Yaş kemale erip, insanın ne olduğunu anladıkça, Malthus'un kendi gönlünden geçenleri değil; "Hakikat"in kendisini dillendirmeye çalıştığını düşünür oldum.
Bu açıdan, literatüre girmelidir: "Tabiat kanunlarını hiçe sayan insan hırsına ket vurabilmek için kaçınılmaz gereklilikler"
Şu anda savaşın Rusya-Ukrayna arasında gerçekleşiyor olması kimseyi yanıltmasın.
Aslında, ABD-Çin arasında gerçekleşiyor.
Ve bu savaşın gerçek sebebi, ABD'nin ve Çin'in aşırı nüfusları ve tüketimleri!
Ve bu konuda, hiçbir ülke masum değil!
Tüm ülkeler, marifetmiş gibi nüfuslarını artırma ve daha çok tüketme peşinde.
Farkında değiliz. Fakat, yediğimiz buğday ve genelde tarım da enerji üzerine yükseliyor.
Gübre, özellikle üre(amonyak), yine bir fosil yakıt olan doğalgazdan üretiliyor.
Ve malesef, petrol üzerine kurulu bu sistem artık sürdürülebilir değil.
Yani, ya ulus devletlerin, düzenli orduların savaşları yolu ile nüfusu azaltacağız.
Ya da bu işin daha anarşik bir şekilde, ulus devletlerin içindeki anarşi, kaos ve katliamlar yolu gerçekleşmesini bekleyeceğiz.
Ya da, gelecek kuşakları hiç düşünmeden tüketime ve fosil yakıtları çıkartmaya devam edecek; bu işi belki bir 80-100 yıl daha erteleyecek ve bunun çok daha şiddetli ve "geri dönülemez" bir şekilde gerçekleşmesini bekleyeceğiz.
Ama kaçış yok!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Visual proofs of Hohha Dynamic XOR Encryption Algorithm